AbduLLah DemireL Hoca Web Sitesi

ALLAH korkusu

ALLAHTAN KORKULUR MU?

Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır,

Fazilet hissi insanlarda ahlak korkusundandır.

Şiirde bahsedilen korkuyu dilimizde tam olarak karşılayan bir ifade biçimi olmadığı için bu “korku”nun tarife ihtiyacı var. Bu korku vahşi ve yırtıcı bir hayvandan korkmak gibi bir korku değildir. Zalim bir kraldan korkmak gibi bir korku da değildir. Yangından, yıldırımdan, depremden ve salgın bir hastalıktan korkmak gibi bir korku hiç değildir. Bahsi geçen korku bizim anladığımız, bildiğimiz formatta bir korku değildir. Dilimizde bu kavramı ifade edecek bir terim olmadığından zorunlu olarak kullanıyoruz korku kelimesini.

Çaresiz bir yavru düşünün; ateşten, kediden, köpekten, tavuktan, horozdan korkan küçük bir yumurcak… Kendisini annesinin şefkatli ve güvenli kollarına bırakmış, güven duygusu içinde mutlu ve huzurlu… Tam bir güven duygusu içinde annesinin telkinlerine boyun eğiyor, annesinin dizinin dibinden ayrılmıyor, bir dediğini iki etmiyor. Üstelik bunu severek ve isteyerek yapıyor, annesinin yanında olmak ona hem güven hem da huzur veriyor.

İşte Allah korkusu ile kastedilen şey de böyle bir itaat duygusudur. Belki “Allah’a Saygı” demek biraz daha uygun olabilirdi, fakat herhalde Allah’ın azabından ve cehennemden insanları sakındırmak için saygı yerine korku kelimesi kullanılır olagelmiştir. Kuran’da bu hususu ifade etmek için “takva” ve “haşyet” terimleri kullanılır. Dilin yabancı kelimelerden arındırılması çalışmaları ile birlikte maalesef bu kelimeler tedavülden kalkmış ve yerine de hiç uygun bir karşılık olmayan korku kelimesi kullanılır olmuştur.

Allah Kuran’da şöyle buyurur:

“Allah’tan ancak ve ancak ilim sahipleri korkarlar.”

Ayette ilim sahibi deniyor da irfan sahibi denmiyor. Çünkü ilim ve irfan aynı şeyler değildir. İrfan “bilmek ve tanımak” kökünden masdardır. Bir kimsenin adının Ahmet mi, Mehmet mi olduğunu bilmek; tahta ile demirin, su ile benzinin farkını bilmek; evrende var olan yasaları bulmak ve bilmek; var olanın farkına varmaktır irfan. İlim ise farkındalık duygusunun ötesine geçip sebepler ve sonuçlardan hareketle, var olanın farkında olmakla birlikte varlığı var edenin de farkına varmaktır; Alemlerin Rabbi’ni tanımaktır. İman da zaten mülkün sahibinden aman dileyip O’na iltica etmek, O’na güvenmek demektir.

İlim ile beslenmeyen iman kuru bir ezberdir, kıymeti azdır. İlimsiz irfan ve imansız bilim insanlığı felakete sürükler. İlimden ve imandan mahrum olan bir bilim adamı elde ettiği verilerle insanlığı yok edecek bombalar üretir. İlim ve iman sahibi bir bilim adamı ise elde ettiği bulguları insanlığın hizmetinde kullanır.

Vicdan her insanda var olan bir melekedir. Beslendiği gıdaya göre tepkisi farlı olur. Bir motor düşünün, elektrikle çalışırsa gürültüsü ve performansı farklı, sıvı yakıtla çalışırsa daha farklı. Benzinli motorun gücü ve gürültüsüyle mazotla çalışan motorun gücü ve gürültüsü başka başka. İnsan da vicdanını neyle beslerse vicdanının sesi, gücü ve gürültüsü de kullandığı enerjiye ya da gıdaya göre farklı farklı olacaktır.

Bazı insanlar var ki, ne kötülük yaparlarsa yapsınlar kalpleri titremiyor, vicdanları sızlamıyor, başlarını yastığa koyduklarında rahatlıkla uyuyabiliyorlar; öyleleri de var ki, karıncayı incitseler gözlerine uyku girmiyor, huzurları kaçıyor. Vicdanı doğru yolda ve yüksek performansta çalıştıracak tek güç Allah korkusudur; Allah’ı tanıyıp bilmek, Alemlerin Rabbi’ne iltica etmek, O’nun rahmetine ve merhametine sığınmaktır. O’na güvenip sığınan ne zarar görür ne de başkasına zarar verir. Rabbinin öğütlerine kulak verir, kimsesizlerin kimsesi, öksüz ve yetimin koruyucusu, fakirin  ve fukaranın dostu olmak için gayret eder. Yaratılış amacına uygun bir hayat yaşamayı gaye edinir. Ahlak zaten işte budur: yaratılış amacına uygun yaşamak.

      H a L ı K / Yaratıcı

ma H   L u K  / Yaratılan

   a H   L a K  /  Yaratış, yaratılış.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol